Uyku sırasında üst solunum yolunu oluşturan burun, yumuşak damak, küçük dil ve dil kökü gibi yapıların birlikte yada ayrı ayrı darlıklarından kaynaklanan tatsız, rahatsız edici bir gürültü olarak tanımlanabilir.
Horlama çoğu zaman çevreyi rahatsız edici bir gürültü olarak
algılanır ancak kimi zaman da kişinin kendi sağlığını tehdit edici bir
hastalığın belirtisi olabilir. Horlamanın bir hastalık olduğunu kabul
etmek tedavisi ve çözüm yollarını aramak için atılacak olan ilk
adımdır. Genelde horlayan kişi kendi horlamasından rahatsız olmadığı
için doktora tek bana, kendi rızasıyla başvurmaz. Horlayan kişi kötü
bir uyku arkadaşı olduğundan horlayan hastalar bize genellikle eşleri,
birlikte iş gezilerine gidip ayni odayi paylaşmak zorunda oldukları
arkadaşları ve hatta komşuları tarafından getirilirler. Konunun bu
yönünü ele alırsak horlama kişinin kendi sağlığını ve yaşamını riske
eden bir hastalık olduğu kadar sosyal olarakta bir hastalıktır.
Horlama konusundaki en önemli ayrım horlamanin ne zaman sağlık
problemlerine yol açtığının tespitidir. Eğer uyku sırasında horlayan
kişinin nefes durmaları oluyorsa ve bu soluksuz kalınan süre 10
saniyeden fazla ise bu durumda uyku apnesi dediğimiz ciddi sonuçlar
doğurabilecek bir hastalıktan söz etmemiz gerekir. Burada
bahsedeceğimiz uyku apnesi tıkayıcı tarzda olan ve genel olarak en sık
rastladığımız uyku-apnesi olacaktir
Horlama sırasında yumuşak damak ve küçük dilin veya beraberinde dilin geriye kaçıp soluğu 10 sn den daha fazla tıkamasına tıkayıcı tipte uyku apnesi diyoruz. Bu nefes alamama süresinde kandaki oksijen basıncı düşer ve kalp kanı daha çok pompalamak zorunda kalir. Sonuç olarak kalbin yükü artmış olduğundan bir süre sonra kalp ritmi bozulurken , yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi meydana gelir. Kişi uyku sırasında tüm bunlar olup biterken uykusunun çok kısa bir döneminde derin uyku fazına geçebilir. Gerçek dinlenme ise sadece derin uyku fazında mümkün olduğundan, dinlenmeden geçen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz olur. Gündüz her fırsatta uyuklamalar görülür. Bu tip kişiler genellikle öğle aralarında oturur pozisyonda uyuklarlar. Özellikle konsantrasyon güçlüğü olacağından, dikkat gerektiren işler yaparken uyuklamalar olabilir ve araba kullanırken kaza yapma riskleri çok artmıştır. Bundan da anlaşılacağı gibi horlama ve uyku-apne hastalığı sadece kişinin kendisini ve uyku arkadaslarını değil toplumun diğer kişileri içinde gizli riskler içeren bir hastalıktır. Sabahları baş agrısı ile yorgun uyanmak, gece uyku sırasında terlemeler, cinsel istekte ve güçte azalma, tansiyon ve kalp problemleri, son zamanlarda dalgınlıktan dolayi sık trafik kazası yapmak hastalığın sık görülen belirtileri arasında yer alır. Uyku-apnesi hastalığının ileri evrelerinde uykuda ani ölümler görülebilmektedir.
Bu tip bir hastayla karşılastığımızda ilk yaptığımız hastamıza bir
takım şikayetlerinin olup olmadığını anlayabilmemiz için hazırlamış
olduğumuz bir testi uygulamaktir.
Horlama ve uyku-apnesi hastalarda en sik rastlanan sikayetler:
-Gece yüksek sesle horlama ve nefes durmalarının eşlik etmesi
- Sabah baş ağrısıyla uyanma
- Uyandığında kendini yorgun hissetme
- Uykuda terleme ve aniden soluksuz kalıp uyanmalar
- Gündüz uyuklamalar
- Gündüz dalgınlık, konsantrasyon güçlüğü
- Sık iş ve trafik kazası
- Azalmış cinsel istek ve güç kaybı
- Yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları
Tabii burada kişinin kilosu, yaşam tarzı(sportif ya da değil),
beslenme alışkanlıkları, alkol kullanıp kullanmadığı son derece
önemlidir. Tanı koymak için en önemli basamak ayrıntılı ve tam kulak
burun muayenesinin yapılmasıdır. Tüm bunlar değerlendirildikten sonra
uyku laboratuvari adını verdiğimiz ve hastalarımızı bir gece otel
ortamında konuk ettiğimiz, uyku sırasında bizim için değerli olan
parametrelerin ölçüldüğü uyku testinin yapılması işlemi gelir. Uyku
laboratuvarı sonuçlarına göre kişinin horlamasının yaşamı için bir
tehdit oluşturup oluşturmadığı anlaşılabilir ve tedavinin planlanması
için birtakım değerlerden yararlanılır.
Tedavi kilolu bir hastada basit bir diyetten, ileri cerrahi müdehalelere kadar geniş bir yelpazeyi içerir. Amerika'da FDA'nın onay verdiği 300 e yakın patentli horlama tedavisinde kullanılan cihaz ve ilaç mecut olup bunların bir kısmı gerçekten etkilidir.
Ancak çoğu zaman bu yöntemler horlamayı engellemekle birlikte
kişiye rahat bir uyku sağlayamamaktadırlar. Aşırı horlaması olan
hastalarda gürültü ile çalışıp kişiyi uyandıran ve böylece horlama
sesinden uyku arkadaşlarını kurtaran cihazlar bile üretilmiş ancak
bunların hepsi horlama hastasını daha da uykusuz bırakmaktan öteye
geçmemiştir. En basit tedavi yöntemi pijamanın arkasına bir cep dikip
içine bir tenis topu yerleştirmek olarak tanımlanabilir. Böylece kişi
sırtüstü yatamayacak ya sağına yada soluna döneceği için horlaması eğer
pozisyonel horlama ise fayda sağlanacaktır. İleri derece hastalar
için uyguladığımız tedavi planını anlatmadan önce. basit horlaması
olan erişkin hastalara önerilerimizden biraz bahsetmekte yarar var.
Horlayan kişlerde aşağıdaki önerilerde bulunuyoruz:
1. Sportif bir yaşam biçimi seçilmeli ve bu sayede kas tonusu arttırılmalı
2. Uyku ilaçları, sakinleştirici ilaçlar ve antihistaminik dediğimiz
uyku getirici özelliği olan allerji ilaçlarının uykudan önce
alınmaması
3. Uykudan 4 saat önce alkol alımından sakınılması
4. Uykudan 3 saat önce aşırı yemekten sakınılması
5. Aşırı yorgunluktan sakınılması6. Uykuda sıtüstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli
7. Evde horlamayan kişilerin sizden önce uyuması için onlara süre tanınması.
Tabii ki bu önlemler hafif horlaması olan ve pozisyona bağlı
horlaması olan kişiler için geçerli olup daha ağır horlaması olan ve
yukarıda tarifini yaptığımız uyku-apne hastalığı olan hastaların
tedavisi için daha ileri tedavi yöntemlerine ihtiyaç vardır.
Horlama tedavisi şüphesiz tanıya dayanır. Bu, burun allerjisi, burunda
deviasyon dediğimiz kemik ya da kıkırdak eğrilikleri, burunda
tıkanıklığa yol açan et büyümeleri ya da mevcut bir enfeksiyonun
(sinüzit gibi) tedavisi gibi ilaç tedavisi ya da burun cerrahi
girişimleri içerebilir. Bunun yanında sorunun yumuşak damak, küçük dil,
dil kökünde geriye kaçma gibi daha aşağı seviyede olduğu tespit
edilmiş olan hastalarda başka birtakım cerrahi müdehaleler
düşünülebilir. Horlama hastasına ameliyat kararı verirken uyku
laboratuarından elde ettiğimiz sonuçları değerlerlendirip çok ileri
derecede uyku-apne hastalarını cerrahiye kabul etmiyoruz. Genel durumu
ameliyata uygun olmayan, başka bir hastalığından dolayı ameliyat
olamayan yada cerrahiden fayda göremeyecek kadar ileri hastalarda CPAP
denilen pozitif basınçlı bir ağız-burun maskesi kullanılmaktadır.
İstatiktiksel sonuçlara bakıldığında bu cihazların hastalığın
tedavisindeki başarısı oldukça iyi olmasına rağmen gece boyunca maske
takarak uyumak hasta açısından sosyal ve fiziksel rahatsızlığa yol
açmaktadır. Ancak yine de cerrahiden fayda göremeyecek grupta halen
günümüzde en iyi seçenek bu maskelerdir. Tabii bu tedavi seçeneklerini
değerlendirirken Kulak Burun Boğaz Uzmanı ve Nöroloji uzmanının ortak
kararı önemlidir.
Sadece horlama problemi olup da dil kökünde herhangibir sorun olmadığı görülmüş olan hastalarda cerrahi yöntem genelde UPPP adını verdiğimiz çok eski yıllardan beri kullandığımız yumuşak damak ve küçük dili germe ameliyatıdır. Bu müdehale sırasında hemen herzaman bademciklerde alınmaktadır. Bu tip bir yumuşak damak küçültme ameliyatı Laser kullanılarak da yapılabilmekte ancak tüm bu tekniklerin hastanın durumuna göre uygun olup olmadığı araştırılır ve en uygun yöntem seçilir. Son yıllarda Somnoplasti adını verdiğimiz radyofrekans dalgalarıyla çalışan ve hastaya minimum sıkıntı veren ancak seçilmiş hastalarda uygulandığında başarılı bir yöntem olan bir teknik gündemde olup, bu cihazla dil kökü problemlerinde de başarı sağlanmaktadır. Somnoplasti ile aynı zamanda burunda tıkatıcı et büyümeleri de tedavi edilebilmektedir. Ancak somnoplasti ile giderilemeyecek kadar ileri dil kökü büyüklüklerinde Sleep-in olarak adlandırılan oldukça kısa sürede tamamlanan ve yapılan araştırmalar sonucu son derece yüz güldürücü sonuçları olan bir teknik kullanmaktayız. Bu teknik ülkemizde çok yaygın kullanılmayan ancak her geçen gün yayılacağını ümit ettiğimiz bir tekniktir.
Tüm bu cerrahi müdehaleler konuyla ilgili Kulak Burun Boğaz
Uzmanınız tarafından gerek görüldüğünde uygulanacaktır. Basit
horlaması olan bir kişide ileri cerrahi girişimler asla ilk seçenek
olmamalıdır. Bütün bunların yanısıra diş hekimleri tarafından horlayan
kişinin ağız yapısına uygun olarak hazırlanan ağız içi birtakım
apereyler de horlama tedavisinde kullanılmaktadır. Kişi ağızında bu
cihazlarla uyuyabildiği sürece basit horlamanın tedavisinde iyi
sonuçlar elde edilebilir.
Sonuç olarak horlama bir hastalıktır ve bu
hastalık sadece çevreyi rahatsız edici olan sosyal boyutu dışında
kişinin kendi sağlığı açısından da ciddi riskler taşımaktadır.
Horlayan kişilere tavsiyemiz bu durumdan utanmamaları ve tedavi
yolunda adım atmalarıdır. Nefes durmaları başlayıp da ciddi sağlık
problemlerinin ilk bulguları ortayaçıkmış olan kişiler hastalık daha
da ilerlemeden hemen bir Kulak Burun Boğaz muayenesinden
geçmelidirler.